Cildin doğal yapısını beslenme bozuklukları, yetersiz ve dengesiz beslenme, az su tüketimi, ultraviyole ışınları, serbest radikaller, zehirli bazı maddeler ve mekanik etkenler bozmaktadır. Cilt sağlığında genetik yatkınlık, hormonal denge, immün sistem işlevleri, alerjik reaksiyonlar ve stres oldukça etkilidir. Cilt tüm bu faktörlere bağlı olarak zamanla deformasyona uğrar. Cildin yaşlanma süreci hızlanır. Yaşlanma ile ise de derinin gelişim süreci tersine döner. İlerleyen zamanlarda cilt kendini koruyucu, duyusal ve iletimsel özelliğini kaybeder, yeterli yağ ve su depolayamaz. Dolayısıyla elastikiyeti azalır ve incelir. Cilt sağlığı parmak izimizdir. Özellikle beslenme ile ilişkili sorunları çözmek vücudun içten gelip dışa vurduğu yönlerini önemli ölçüde iyileştirir.
Protein
Yetersiz protein alımı ile kuru çatlak elastikiyetini kaybetmiş bir deri oluşur. Özellikle 1-4 yaş arası beslenme bozukluğu olan çocuklarda büyüme ve gelişme geriliğinin yanında cilt sağlıklarının da bozulduğu gözlemlenmektedir. Bu çocukların ciltlerine pigmentasyon bozukluğu olduğu ve kuruluk hakimdir. Cilt bozukluklarının yaşanmaması için hayvansal ve bitkisel protein kaynaklarının yeterli miktarda alınmasını önerilmektedir. Proteince zengin gıdalardan başlıcaları kırmızı et, tavuk, hindi, balık, kuru baklagillerdir. Haftada 2 gün mutlaka balık tüketilmelidir. Izgara, buğulama, fırında pişirerek tercih edilmeli yeşilliklerin hâkim olduğu bir salatayla tüketilmelidir.
Yağlar
Cilt sağlığı, yağ tüketim miktarı ve alınan yağ çeşitleriyle doğrudan ilişki halindedir. Örneğin; uzun süreli çok az yağ tüketimi egzamayı tetikleyebilmektedir. Özellikle bebeklik dönemi egzamalarında doymamış yağ asitlerinden araşidonik asit ve linoleik asit düzeylerinin düşük olduğu belirlenmiştir. Bu yüzden tedavilerde hem beslenme ile hem de yüzeysel uygulama olarak bu yağları içeren alımlar önerilmektedir. Omega 3-6-9 yağ asitleri hücre yapısına ve dolayısıyla direkt cilt yapısına girerler. Ciltleri kuru ve inflamasyona eğilimli kişilerde siyah ve beyaz noktalar görülmektedir bu da omega 3-6-9 asitleri yetersizliğine bağlanmaktadır. Yetersiz elzem yağ asitleri tüketimi ciltte yetersiz sebum üretimine yol açar. Sedef hastalığı olan kişilere günde 1.8 gram EPA(omega 3 yağ asitlerinden) verilmesi kaşıntı ve kızarıklık şikayetlerini azaltmaktadır. Ayrıca omega 6 / omega 3 yağ asit alımını dengelemenenin özellikle bu hastalıkta araşidonik asit alımının azaltılmasının yardımcı olduğu gözlemlenmiştir. Omega 3 yağ asitlerince zengin besinlerin önemli kaynakları yağlı balıklar, ceviz, semiz otu, badem, keten tohumu, soya filizidir. En önemli omega 3 kaynakları balık yağında bulunmaktadır.
D vitamini
D vitamini cilt sağlığının korunmasında ve genç kalmasında önemli rol oynar. Cilt hücrelerinin büyümesine ve onarımına katkıda bulunur. Serbest radikallerle savaşır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Yapılan araştırmalar D vitamini alımı ile sivilce arasında ilişki olduğunu göstermektedir.
D vitaminden en iyi şekilde faydalanmak için öğleden sonra 1 saat kollarınız, bacaklarınızı, yüzünüzü güneş kremi sürmeden direkt güneşle temas ettiriniz. Güneşle temas eden bölgeleri 1 saat boyunca yıkamayınız. Depolarınızı doldurmak için her gün 30 dk-1 saat arası güneşlenmek gerekmektedir.
E vitamini
Ciltte ileri yaşlarda sıklıkla görülen cilt lekelerine karşı kullanılması olumlu sonuçlar vermektedir. Ciltteki yaralara karşı kolay iyileşme için kullanılmaktadır. Kırışıklıklar ve diğer yaşlanma belirtileriyle antioksidan etkisiyle savaşır. Vücuttaki hücre oksidasyonunu önleyerek hasarın azaltılmasına destek olmaktadır. E vitaminince zengin besinler arasında; tam tahıllı ürünler, balık, yağlı tohumlar, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler bulunmaktadır.
C vitamini
C vitamini çarpma ve vurmalardan kaynaklanan yaraları önlemekte, cilt yüzeyinin düzgünlüğünü korumaktadır. Varis oluşumunun önlenmesi ve tedavisine yardımcıdır. Bağ dokusundaki etkinliğinden dolayı yara iyileşmelerini de hızlandırmaktadır. Atopik dermatit, sedef hastalığı ve akne tedavisinde C vitamini kullanılması olumlu sonuçlar vermektedir. Özellikle biber, maydanoz, kuşburnu, kivi, brokoli önemli C vitamini kaynaklarıdır.