Kabızlık veya ishal gibi bağırsak alışkanlıklarında değişiklik, karın ağrısı, geğirti, mide bulantısı, gaz, şişkinlik, iştahsızlık, hazımsızlık, sindirim güçlüğü, mide yanması, dışkılama sonrası tam rahatlayamama, sık dışkılama ve buna benzer sayabileceğimiz bir çok şikayet çoğumuzun hayatımızın bir döneminde bazen de uzun yıllar boyu yaşadığımız, genellikle de çözüm bulamadığımız, onlarla yaşamaya alıştığımız durumlar.
Fonksiyonel mide bağırsak hastalıkları günümüzde çok sıklıkla rastlanan, yaşam kalitemizi önemli ölçüde kötüleştiren hastalıklardır. Ciddi bir toplantı ya da konferansın ortasında ortam sessizliğini bozan bir anda herkesin duyduğu bağırsak gurultuları, kaçacak yer bulamadığımız anlar.
Belirtileri Neler ?
- Defekasyon sonrası bağırsak içeriğinin tam boşaltılamamış olması hissi,
- Kabızlık yada ishal,
- Şişkinlik, karında dolgunluk hissi, aşırı gaz,
- Midede ekşime, yanma, ağıza acı su gelmesi,
- Güçsüzlük, yorgunluk, halsizlik,
- Baş ağrısı,
- Kalp çarpıntısı,
- Sırt ağrısı,
- Jinekolojik semptomlar (dism.enore, disparoni),
- Sık idrara çıkma,
- Mesane disfonksiyonu,
- Zayıflama,
- Konsantrasyon güçlüğü.
Birbirinden farklı nedenlerle ortaya çıkan mide bağırsak bozukluklarını öncelikle organik ve fonksiyonel olarak ayırmak gerekir. Bağırsak fizyolojisi en başta beyin sinir sistemi olma üzere hormonal sistem ve daha birçok yapı ile düzenlenir. Çok önemli bir ayrıntı mide bağırsak sisteminin bizzat kendisinin de vücudumuzun önemli dengelerini doğrudan düzenlediği ve etkilediği konusudur. Bunun için son yıllarda bağırsak ikinci beyin tanımlaması yapılmaktadır. Bir diğer konu doğada çoğu canlının simbiyozis dediğimiz bir başka canlıyla ortak yaşaması ve paylaşması olayıdır. Aslında bağırsaklarımızda bizimle yaşayan ve birçok şeyi paylaştığımız bağırsak mikrobiyatası denilen mikroorganizmalar ile yaptığımız paylaşım hayatımızın devamını sağlamaktadır. Bağırsak mikrobiyatasındaki bozulma sindirim fonksiyonlarımızı önemli ölçüde bozmakta ve bugün fonksiyonel olarak değerlendirdiğimiz birçok mide bağırsak bozukluğunun nedeni olmaktadır. Özellikle beslenme tarzımız bağırsak mikrobiyatasını etkileyen en önemli faktördür. Bunun anlaşılması ile birlikte probiyotik ve prebiyotik içeren gıdaların doğru tüketiminin önemi daha iyi anlaşılmıştır. Son yıllarda gündeme gelen kişiden kişiye gaita nakli tedavisinin de mantığı budur.
Stres ve düzensiz yaşam tarzı en başta olmak üzere beslenme alışkanlıklarımız, gıdalarla aldığımız çok çeşitli katkı maddeleri, aslında temizlik ve hijyen sunması gereken ancak sürekli adeta yediğimiz deterjan atıkları, gıdalardaki pestisitler, su ve çevre kirliliği, yanlış ve gereksiz antibiyotik ve vitamin kullanımı gibi sebepler hem doğrudan mide bağırsak fonksiyonlarını bozmakta hem de bağırsak mikrobiyatasını etkileyerek sürecin kronikleşmesine neden olmaktadır. Aslında bu nedenler bir yandan da mide, bağırsak, kolon kanserleri, ülserler, yemek borusu reflüsü gibi bir çok organik mide bağırsak hastalıklarının da oluşmasına yol açmaktadır.
Ne Yapmak Gerekir?
Öncelikle şikayetlerinizin bir uzman hekimce değerlendirilmesi, organik bir hastalık olup olmadığına yönelik incelemelerin yapılması gereklidir. Sorun sadece fonksiyonel ise, yine de gerekiyorsa ilaç tedavisi planlanması ancak aynı zamanda profesyonel bir diyetisyen tarafından düzenli bir beslenme ve yaşam tarzı alışkanlığının kazandırılması, psikolojik faktörler varsa psikolog desteği sağlanması, probiyotik ve prebiyotik kullandırılarak bağırsak florasının düzeltilmesini içeren bir ekip çalışması ile kalıcı iyileşme sağlanabilir. Aksi durumda yıllarca süren ve hastayı hekim hekim gezdiren, önemli ölçüde de maddi harcamayı gerektiren bir süreçle karşı karşıya kalınmaktadır.