Küresel ısınma ve iklim şartlarına bağlı olarak ortaya çıkan olumsuzluklarla birlikte, bahar aylarında zaten doğada meydana gelen birçok değişiklik, son yıllarda daha abartılı bir biçimde görülmekte, bu da insan organizmasının fizyolojik dengelerini kötü etkileyerek farklı sağlık sorunlarını beraberinde getirmektedir.
Bahar aylarında insanların az ya da çok hissettiği sorunların başında, havadaki nem ve iyon dengesinin değişmesiyle ortaya çıkan “Bahar yorgunluğu” gelmektedir, Baharla birlikte güneş daha etkin olmaya başlamakta, bu da nem miktarını artırarak havadaki elektrik yükünün değiştirmektedir. Havada pozitif ve negatif olmak üzere iki türlü iyon bulunmaktadır. Elektrik yükündeki değişim sadece insanları değil doğadaki tüm varlıkları etkilemektedir. Güzel bahar günleri dikkatli olunmazsa, birçok hastalığa neden olabilmektedir.
Pozitif İyonlar Mutlu Ediyor
Pozitif iyonlar arttıkça insanların kendilerini daha zinde ve mutlu hissettiğini, negatiflerin artmasının ise bahar yorgunluğu denilen belirtilerin ortaya çıkmasına neden olduğunu biliyoruz. Havadaki basınç değişiklikleri de bahar yorgunluğunu tetiklemektedir.
Bu dönemde vücudun savunma direncinin düşmesi sağlık sorunlarına adeta davetiye çıkarmakta, özellikle gündüz gece arasındaki ısı farklılığı ya da gün içinde ortaya çıkan ısı değişiklikleri bilhassa virüs enfeksiyonları için uygun ortam hazırlamaktadır. Şehirlerde yaşayan insanlar bahar yorgunluğunu daha yoğun hissetmekte, kırsal kesimlerde yaşayanlarda bunun etkileri daha hafif şekilde görülmektedir.
Bahar aylarında havadaki nem ve iyon değişiklikleri solunum yollarında ödeme, dolayısıyla akciğerlere giden oksijen miktarında ciddi azalmaya neden olmaktadır. Bunun sonucunda organizma kendini koruyabilmek, beyin gibi hayati organlara giden oksijeni artırabilmek için diğer organlara giden kan miktarını azaltmaktadır. Bu da metabolizmayı düzenleyen en önemli hormonların salgılandığı tiroit dokusuna giden kan ve hormon salgısını azalmakta, cilt damarlarında daralma meydana gelmekte böylelikle cilt kuruluğu, saçlarda dökülme olmaktadır. Kalp damarlarındaki daralma, özellikle yüksek tansiyon hastalarında ani tansiyon yükselmelerine ve hatta kalp krizlerine kadar giden rahatsızlıklara yol açmaktadır. Oksijenlenme azlığı, aşırı halsizlik ve yorgunluk, isteksizlik, baş dönmeleri, dengesizlik, genel yorgunluk hali, kişinin sabahları uykudan kalkmakta zorlanma, yaygın kas ağrıları, hazımsızlık, aşırı sinirlilik hali ve cinsel isteksizliğe neden olmaktadır. Ayrıca mevsimsel değişiklikler vücudun biyoritmini önemli ölçüde etkileyerek, bahar yorgunluğu denilen belirtilerin artışına sebep olmaktadır.
Solunum Yolları Enfeksiyonları Arttı
Son yıllarda gerek üst gerek alt solunum yolları enfeksiyonları ile geçen yıllara göre çok daha sık karşılaşılmaktadır. Bunun nedeni küresel ısınma nedeniyle kış döneminde havaların ılıman geçmesi, kar yağmamasıdır. Hava şartlarının bu şekilde seyretmesi birçok virüs ve bakteri için uygun üreme ortamı oluşturduğundan sinüzit, farenjit gibi üst solunum yolları hastalıklarının yanı sıra zatürre, bronşit gibi alt solunum yolları enfeksiyonları da giderek artmaktadır.
Vaka sayısı artışından daha önemlisi enfeksiyon etkenlerinin giderek mücadele edilmesi daha zor mikro organizmalar haline gelmiş olmasıdır.
Bahar aylarında olumsuz durumlarla karşılaşılmaması için, temiz ve açık havada düzenli yürüyüşler yapılmalı, beslenme alışkanlığına dikkat edilmeli, bol meyve ve meyvesuyu tüketilmeli, odalar sık havalandırılmalı, ani ortam ve ısı değişikliklerinden korunmalıdır.
Ayrıca o anki hava durumuna aldanmayarak kıyafet açısından önlem almak ve mutlaka yedek bir ceket ya da mont bulundurmak faydalı olacaktır. Özellikle astım veya benzer diğer alerjik hastalıkları olanların bu konuda daha da dikkatli olması, polen ve çiçek tozlarına karşı kendilerini daha sıkı korumaları gerekmektedir.