Hava koşullarının bu şekilde seyretmesinin birçok virüs ve bakteri için uygun üreme ortamı oluşturmakta bu nedenle sinüzit, farenjit gibi hastalıkların yanı sıra zatürre, bronşit gibi daha ciddi enfeksiyonların da giderek artmaktadır.
Vaka sayısının artmasından daha önemlisi, enfeksiyon etkenlerinin giderek daha atipik hale gelmesi ve mücadele etmesi daha zor mikroorganizmaların klinik olarak daha kötü ve tedavisi güç enfeksiyonlar oluşturmasıdır.
Bu tür havalar KOAH, kronik bronşit ve astım hastalarının yaşam kalitesini bozmakta, acillere solunum yetmezliğiyle müracaat eden hasta sayılarımızda büyük artış hemen dikkat çekmektedir.
Küresel ısınma belki de hiç ciddiye almadığımız, ancak önemli konulardan biridir. Zira küresel ısınma sessiz sedasız hayatımızı etkilemeye başlamıştır bile. Küresel ısınmanın getireceği sağlık sorunları solunum yollarıyla sınırlı kalmayacaktır. Kuraklık ve sağlıklı içme suyu kaynaklarının azalması da bir çok sağlık sorununu birlikte getirecektir. Artık daha önce seyrek gördüğümüz tifo, paratifo, kolera gibi enfeksiyonlarla önümüzdeki dönemde sıkça karşılaşmamız kaçınılmazdır.
Sıcaklık artışının birçok böcek türünün üremesini de artıracak ve bu şekilde bozulan doğal dengeyle birlikte böceklerle yayılan sıtma gibi hastalıklarda ciddi artış olması kaçınılmaz olacaktır.
Küresel ısınma vücudun bağışıklık sistemini kötü etkileyerek birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Ayrıca mevsimsel değişiklikler vücudun biyoritmini önemli ölçüde etkileyerek bahar yorgunluğu denilen belirtilerin artışına sebep olacaktır. Aşırı halsizlik, yorgunluk, isteksizlik, güçsüzlük sıklıkla duyduğumuz şikayetler haline gelmiştir. Depresyon ve benzeri psikolojik rahatsızlıklarda ise bariz artış gözlemlenmektedir.
Bütün bu olumsuzluklar aslında kişisel anlamda alacağımız çok basit tedbirlerle önlenebilir ve en azından kendi üzerimizde küresel ısınmanın olumsuz etkilerini azaltılabilir
Küresel ısınmanın yol açabileceği sağlık sorunlarına karşı kişisel olarak alınması gereken önlemleri de şöyle özetlenebilir. Mutlaka yeterli sıvı alınmalı, temiz ve açık havada düzenli yürüyüşler yapılmalı, beslenme alışkanlığına dikkat etmeli, düzenli beslenilmeli, bol meyve ve meyve suyu tüketilmeli, beslenmede sebzelere, özellikle yeşil sebzelere ağırlık verilmeli, odaları sık sık havalandırılmalı ve sigara, alkol gibi alışkanlıklar bırakılmayı veya en aza indirilmeli.”